Bir insanın yüzünü incelediğimizde, gülüşü ile ilgili olarak gördüğümüz karakteristik özelliklerin sübjektif değerlendirmesine dayanan bir yargıya varırız. Gözlemcinin gözlediği şeye tepkisi, aslında fizyolojik işlemlerin yorumlanmasına psikolojik bir yanıttır. Bu, temel görsel algılama bilimidir. Gördükleri şeyin hoş veya hoş olmayan biçiminde algılanması, bir dereceye kadar kültürel faktörlerin etkisi altındadır. Dişhekimleri olarak sorumluluğumuz, bu görsel kavramı arzu edilen estetik yanıta dönüştürmektir. Yüz hatları ile ilgili bilgi ve algılama düzeyimiz sürekli olarak modifiye edilmeli, genişletilmeli ve geliştirilmelidir.
Ağız ön bölgesi ve dental estetik, evrensel bir kaygıdır ve tüm dişhekimleri için önceliğe sahiptir. Yüz hatları ve karakteristik özellikler bilimi olan topografik yüz anatomisi, bir bireyi fark edip diğer bireylerden ayırdığımız yöntemdir. Her birey, gülüşü dahil olmak üzere benzersiz fasiyal karakteristik özelliklere sahiptir. Estetiğin tanımına göre gülüş, doğrudan bireyin yüz yapısı, cinsiyeti, stili ve karakteri ile ilgili olan oldukça kişisel bir şeydir. Dolayısıyla, estetik dişhekimliği söz konusu olduğunda hastalar hiçbir zaman Kendilerini bir resimde gördükleri gülüş ile sınırlamamalıdırlar. Benzer şekilde, estetik dişhekimi altın oran'da yer alan kriterler gibi özel gereksinimler ile sınırlı kalmamalı, bunları söz konusu hastasının kişisel görünümüne en yakışan gülüşü yaratmak için faydalı birer rehber olarak görmelidir. Günümüzde herhangi bir toplumda bireyler arasında kabul edilmiş güzellik standardı, dergiler, televizyon ve etnik, ırksal ve çevresel ortamlardan kaynaklanan pek çok faktörün etkisindedir. Mükemmel bir gönünüm sağlanması ile fiziksel ve psikolojik faktörleri de içeren bir hayat felsefesi arasında sağlıklı bir denge kurmak gerekir.
Kaynak: Porselen Laminat Venerler Bilim ve Sanatı - Dr. Galip Gürel